XAKİS – BÜYÜKYURT SİZİ ÇAĞIRIYOR.

Orda bir köy var, uzakta
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.

Ahmet Kutsi Tecer’in bu güzel şiirini bilmeyen yok, Dersim’deki çalışmalarımızda o kadar güzel köyler ve köylere ruhlarını veren olağanüstü insanlarla karşılaştıkki bu şiirdeki saflığı umudu şimdi daha iyi anlıyoruz. Web sayfamızda özellikle Xakis, Mercan-Şahverdi, Zel, Ağdat-Tujik, Ergen ve Bağın gibi belirli yerleride anlatıp coğrafik puzzl oluşturmak istiyoruz.

Xakis veya değiştirilen yeni ismiyle Büyükyurt köyü ile ilişkilerimiz çok eskilere dayanıyor, daha önceleri acil olarak kaleme aldığımız Akil İnsanlar Komitesi başlıklı yazımızı anımsıyanlara bir ipucu vermek istiyoruz.

Dersim’in şu anki günlük yaşamında çok önemli şahsiyetler var, bunlara bir anlamda 70’li yıllarda şehrin genelinde hakim olan ve biz farketmezsekde o yıllarda sivil toplum örgütleri gibi çalışan, saygı temelinde bir arada olan insanların son temsilcileride diyebiliriz.

70’li yıllarda Hıdır ağa gibi toplum önünde sözü geçenlerin oluşturduğu bu bir araya gelmelerin özellikle akşam sohbetlerinde konuştukları şeylerin hayatımıza etkilerini daha sonraları anlıyorduk. Burda kimse feodal anlamda bir ağalığı anlamasın bu zaten Dersim’de 70’li yıllarda olmadı, anlatılmak istenen toplumsal yapı içinde bu kişilerin önde olması ve bilgi birikimleriyle topluma yön vermeleri diye düşünmeliyiz.

Yıllar sonra yaşananlardan dolayı Dersim’de çok şey değişti en önemlisi Dersimli ruhuda çok büyük değişimlere uğradı, eski yapı içindeki topluma yön verenleri bu gün aradığımızda çok az insan karşımıza çıkıyor. Xakis’li Zeki ve Kemal Güneşli kardeşlerin Dersim’de olması bir anlamda bizlerin halen Dersim’e olan duygularımızın boşa olmadığının önemli işareti.

Memleket dediğiniz yerde sadece toprak, su kuş böcek olması yetmiyor, insanda olmalıki anlamı olsun.Zeki ve Kemal Güneşli gibi çok az insan Dersim’de kaldı ve iyiki varlar, bize göre Dersim’in akil İnsanlara özellikle Zeki Güneşli gibi sorunları bilen birine çok ihtiyacı var.

S.O.S.Munzur olarak Kemal Güneşli’nin çok desteğini gördük, çoğu kimse hele uzaktan Dersim naraları atanlar , sürekli konuşup eleştirmekten başka bir şey yapmayanlar hiç bilmez ama Kemal Güneşli’ninde içinde olduğu bir gurup insan eğitimde desteğe ihtiyacı olanlar için Dersim’de şimdiye kadar sessiz sedasız çok güzel işler yaptılar.

Kemal Güneşli’nin davetiyle son beş yıl içinde defalarca Xakis’e gittik. Bu yılda köye gitmek için mayıs ayında tekrar yola koyulduk. Şehir merkezine 35 km. mesafede Nazımiye’ye bağlı olan köye yolculuk bayağı zor.

Köy su yönünden çok zengin olduğundan Xakis deresi aşırı yağıştan taşmış. Köydeki çok sayıda dere üzerinde , eskiden yedi tane su değirmeni bulunduğu söyleniyor. Şehir merkezine sağlanan içme suyunun bir bölümüde Xakis’ten borularla getirtiliyor. Köyler boşaltılmadan evvel Dersim’in en büyük köyümüş. Köyde Kırmancki konuşan Kızılbaşlar ile Ermeniler yaşamaktalar. İki halkın evlatları yüzyıllardır kardeşçe beraber yaşamışlar. Köye dönüşler başladıktan sonra Xakis’liler Dersim’de köye dönmek için çok çaba sarfetmişler onlar için köy her şeyden değerli.

Hakis 001

Xakis deresinden kıvrımlar içinde dağlara doğru arabamız yol alıyor. Almanya’dan gelen Rıza Akdağ’ın uzun uğraşlardan sonra diktiği çok sayıda ceviz ağaçlarından sonra nihayet köy karşımıza çıkıyor.

Hakis 002

Alp dağlarındaki köylere benzeyen bu yerleşim yeri , su kaynakları , çok değişik bitki ve zengin yaban hayatıyla insana çok farklı duygular veriyor. Suların etrafındaki kelebek sürüleri ve yol boyunca gördüğümüz bitki çeşitliliği biyolojik zenginlik açısından her zamanki gibi olumlu işaretlerin sinyali.

Hakis 003

Xakis köyünün bir yılı bilim insaları tarafından kontrol altına alınsa, kayıtlara girecek yeni bitki ve yaban hayatı çeşitliliği herkesi şaşırtabilir.

Hakis 005Hakis 004Hakis 006

Yıllardır belirli aralıklarla yaptığımız gözlemlerde, başta bezuvar, ayı, vaşak olmak üzere çok sayıda memeli ile, farklı kelebekler ve kuş türlerine ek olarak zengin bitki florasının çeşitliliğine Xakis’te tanık olduk.

Hakis 007

Bu yılki yolculukta kendimizi bir anda o meşhur yaban armutu içkisinin yapıldığı ağacın altında buluyoruz. Geçmiş yıllarda Çocuklar İçin Dersim Atlasını yaparken Avrupa baskısı bittiğinde yine büyük bir heyecanla Xakise gelmiş tamda içkisi yapılan bu ağacın altında köylülerle haritayı tartışıyordukki, uzun incelemelerden sonra eksik var demeleriyle dinlemeye başlamıştık.

Hakis 008

Sılbus dağı – Surp Luys yani kutsal ışık dağı yoktu ve mutlaka olmalıydı. Ama Sılbus Yayladereye bağlı Dersim sınırlarına giriyormu dememize yanıt çabuk geldi. Son yıllara kadar köyden Sılbus’a gidip ibadet etmeleri ve her zaman için Dersim’in bir parçası gibi görmelerini örneklerle anlattılar. Bizde Avrupa baskısı bitmiş haritanın Türkiye versiyonu için başka bir isteklerinin olup olmadığını sorarak onları daha çok tartışmanın içine soktuk, bu uygulamayı Dersim’in çoğu yerinde yaptık . Bu tür kültürel çalışmalarda en önemli şeyin kaynakta araştırıp belgelemek olduğu anlayışına biz on yıl boyunca çok dikkat ettik. Köylüler haritayı beğendiklerini sadece Sılbus’u ışık verir gibi çizmemizle eksiğin tamamlanacağını söylemeleriyle o yıl haritayı tekrar elden geçirerek dediklerini yaptık, bir yıl sonra nasıl olmuşmu sorumuza, köylülerin istediğimiz gibi olmuş demesiyle sırtımızdaki yükün hafiflediğini hissetmiştik.

Bu yıl köyde Hıdır Beyaztaş’la buluşacaktık kendisi doğa konusunda bize göre Dersim coğrafyasının en bilinçli kişisi. Kışları İstanbul’da ilkbahardan itibaren ise Xakis’e gelip bitkilerle uğraşıyor. İstanbul’daki aktarlardan aldığı siparişleri hazırlama uğraşısı içinde yaşamını devam ettiriyor. Bitki konusunda gerçekten çok bilinçli kesinlikle başkaları gibi yok etme mantığı içinde çalışmıyor. Kendisine lazım olan kadarını topluyor en önemlisi ise bu coğrafyada kimsenin yapmadığı işi yapıp tohum ekip bir anlamda sürekliliği sağlıyor.

2007 yılında Kader hanımın diploma tezi içinde kendisinden çok faydalandık. Yıllar içinde damağımızda tadı silinmiyen reçellerini yedik, vitamin deposu çaylarını içtik en önemlisi Dersim‚in milli içkisi küçük yaban armutu içkisininin izini yıllar sonra onda gördük. Burası çok önemli ve bu yüzden Hıdır Beyaztaş gibilerin mutlaka desteklenmesi gerekiyor, eskiden çok kişi bu içkiyi yapardı ama şu an sadece o yapıyor ve bizim milli içkimiz.

Hakis 009

Kendisi bize söylediği dönemde köyde değil biz ise söz verdiğimiz gibi S.O.S.Munzur olarak arıcılık işine başlangıç yapsın diye desteğimizi vermenin telaşı içindeyiz. Belki bir haftaya kadar gelir dedik fakat gelmedi bal işi için geç kalındığından ne yazıkki bu yıl bir şey yapamıyoruz, halbuki bu yıl üretime yönelik bir şeyler yapmak için ne kadarda istekliydik. Hıdır Beyaztaş gibilerin orda olması kültürün devamlılığı için çok önemli bunu tanıdığımız Xakislilerede  sonraki günlerde söylüyoruz.

Biz köyde son beş yılda S.O.S.Munzur olarak çok şeyi belgeledik bundan en cok Xakisliler ve bizler faydalanacağız. Diploma tezine, Çocuk Atlasına bu bilgileri belge olarak zaten aktardık artık bundan sonrası diğer dostlarımızın yaptıkları gibi uzaktaki Xakislilerinde bir şeyler yapmaları gerekiyor.

Bu yıl Xakiste bulunduğumuz anda çok kuvvetli yağmur ve ardından doluya tutulduğumuz için arazide çalışmaktan çok köylülerin projelerini dinliyoruz. Eski değirmenlerden birini yeniden yapıp giriş katında üretime yönelik çay, reçel, içki ve bitki atolyesi yapıp birinci katında ise küçük pansiyon yapma fikirleri içimizi ısıtıyor.

Ne güzel olur diyoruz gelip kalırız bizle beraber gelip kalacak çok insan olduğunuda biliyoruz. Özellikle yazın Dersimliler kendi kültürlerini tanısınlar diye çocuklarını yollarlar veya yaz okulu gibi formata dönüşebilir diyoruz. Çocuklar kendi kültürlerini tanımadan büyüyorlar, çocuk hiç bir zaman tanımadığı köklerini hep söylemlerle doğru olmayan yöntemlerle tanımaya çalışıyor. Halbuki işin merkezinde böyle bir çalışmayla çok sorunlar halledilir ve kültürümüzün devamlılığıda sağlanır.

Böyle bir çalışma için Kemal Güneşli ve Rıza Akdağ gibi az sayıda insanın yıllardır yaptıklarına diğer Xakislilerinde destek olup karar almaları yeterli, bizde S.O.S.Munzur olarak sonuna kadar kendileriyle beraber olma sözünü veriyoruz yeterki bize ne yapmamız gerektiğini söylesinler, araya üretime yönelik bu düşünceleride sıkıştırdıktan sonra devam ediyoruz.

Ahmet Akçadağ amca her zamanki gibi dinamik, her yıl kendisini daha genç ve enreji dolu görüyoruz, gerçektende öyle işin sırrını kendisi anlatıyor. Almanyadan geldikten sonra kendimi bitmiş tükenmiş hissediyordum ilaç torbalarıyla ayakta kalıyordum ne zamanki köye geldim, ilaçlardan bir bir kurtulmaya başladım demesiyle ayıların geçmişteki gibi bahçesine zarar verip vermediğini soruyoruz eskisi kadar olmasada arada sırada oluyor diyor.

Hakis 009a

Ahmet amca ve köyün eski muhtarı Kamer Akdağın derin sohbetine Otel Hasın işletmecisi Muratında katılmasıyla yeni şeyleri öğrenmeye devam ediyoruz. Öyle yaşanmış bir gurbet hikayesi anlatıyorlarki keşke Burhan hoca burda olsada bunuda kayıt etse diyoruz . Xakisin göçleri çok eskilere dayanıyor ilk göç Karakoçandaki Karsini köyüne oluyor, Karsan aşireti mensupları gittikleri bu yerde Xakiste olduğu gibi Ermenilerle birlikte yaşıyorlar ve kendilerini belirlemede köy yeri için Karsini ismini kullanıyorlar. Son yüzyılda ise büyük çoğunluk İstanbula gidiyorlar, Kadıköy tarafında yoğun olarak yaşıyorlar.

Hakis 009b

Yağmur ve ardından yağan dolu bizi eve hapsetsede, geçmiş yıllarda işimiz bittiğinde küçük kaçamaklar yaptığımız dere yatağına gidip mola verip bezuvarlara bakıp kuş sesleri altında kelebekleri kovalamak içimizden geçmiyor değil.

Yağmurun kesilmesiyle köyün emektarı Ali Aksoylunun köyün bozulan elektrik şebekesine doğru yönelmesi bir oluyor, uzun uğraşlardan sonra tamiri yapıyor. Köye dönüş yapan çok az sayıda insan, insanüstü çabalarla Xakisi yeniden ayağa kaldırmaya çalışıyor.

Hakis 009c

Köye gelirken yağmurdan bakamadığımız o meşhur Fenerbahçe renklerine bürünmüş eve gözlerimiz dalıyor.Dersimde o kadar çok dolaştıkki böyle bir şeyi sadece Xakiste gördük, ilk gördüğümüz zaman çok şaşırmıştık daha sonraları köydeki futbol ve Fenerbahçe sevgisini görünce mantığını anlamaya başlamıştık, ama ne yazıkki çok sevdikleri Fenerbahçe futbol takımının yöneticilerinin
Dersim
deki  doğa katliamında yaptıkları ve yapacakları baraj projelerinde başrol oynadıklarını evin sahibi bilmiyordur diyede düşündük.

Hakis 009d

Barajlardan söz açılmışken Dersimin en önemli içilebilir su kaynaklarından Xakis deresine HES yapmak isteyen mütahite karşı gelmelerinden şu an proje durmuş durumda. Aynı mutahit Dinar deresinde HES barajını insan olmadığı için rahat yaptı fakat Xakis’liler itiraz ettiklerinden sözüm ona Dersim’li mütahit şu an vazgeçmiş. Aslında Xakis’liler çok güzel bir örnek sergilediler ne olursa olsun işin kaynağında insanlar çevre felaketine karşı durmalılar yoksa dışardakilerin çabalarının pekde anlamı olmuyor. Köyden ayrılırken arabadaki manzara gerçekten çok ilginçti operasyondan dönen halikopterlerin karşı tarafında Fener renklerinde ev ve yağmur sularıyla coşan Xakis deresi.

Dağlardan meşe ağaçları arasından süzülen arabamız merkeze doğru yol alırken her seferinde olduğu gibi kalbimiz Xakiste kalıyor, eğer sizinde bir gün misafirperver güzel insanların arasında, doğanın kucağında bir kaç saatliğinede olsa huzura ihtiyacınız varsa mutlaka Xakise gidin çünkü Xakis sizi çağırıyor.

12.07.2010